Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, ” 90 bin taşeron işçinin problemlerini kasım ayında ya da daha erken çözmüş olacağız” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TRT Haber’in özel yayınına katıldı.
Vedat Bilgin, burada gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Taşeron işçilere ilişkin açıklama
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, taşeron işçilerin kadroya alınması konusuna ilişkin soruyu yanıtladı.
“90 bin taşeronun problemlerini kasım ayında çözmüş olacağız”
Vedat Bilgin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Taşeron işçilerin kamuda kadrolu işçi haline gelmesi konusunda geçtiğimiz yıllarda hükümetimiz önemli bir reforma imza attı. Yaklaşık 1 milyon işçiye kadro verildi. O zamanlarda 90 bin işçi bu fırsattan istifade edemedi.
Onların problemlerini kasım ayında ya da daha erken çözmüş olacağız. Mevsimlik işçiler konusunda, eğer kurumda ihtiyaç varsa işçilerin tekrar o kurumla çalışılmasının önünü açacağız. Geçici işçilerin de hukukunu koruyacak bir düzenleme yapacağız.
“Salgın sürecinden sonra dünyada olağanüstü bir ekonomik dalgalanma oldu”
Kamuda özel durumlar dışındaki tüm sözleşme türlerini tek tipe indireceğiz. Kamu görevlilerinin tüm haklarını onlara vereceğiz ve kadro tahsis edeceğiz. Bu çalışmayı tahmin ediyorum ki bu ay sonunda bitireceğiz.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Tarihte bu çapta bir salgın yok. Salgın tüm dünyayı etkiledi. Uzaktan çalışma gibi 20-25 yıl sonra hayata geçer denen birçok değişim hayata geçirildi. Uzaktan eğitimin bu kadar kitlesel bir düzeye ulaşabileceğini tahmin edemezdik. Pandemi tüm bunları öne çekti.
Milli devletlerin ne kadar önemli olduğu bu dönemde ortaya çıktı. Dünyanın her tarafında hastane önünde ölen insanlar var. Fakat Türk devleti, bu dönemde sosyal devlet vasfını ne kadar öne çıkardığını gösterdi.
Türkiye, bir Türk dünyanın neresinde olursa olsun onun elinden tutuyor. Bu süreçte devlet ve toplum arasında bir güven oluştu. Türkler dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar kendilerini yalnız hissetmiyorlar.
Salgın sürecinden sonra dünyada olağanüstü bir ekonomik dalgalanma oldu. Hammadde kaynaklarının üretim alanlarında sorunlar ortaya çıktı. Bu dönemde ulaşım ve tedarik zincirlerinde problemler ortaya çıktı.
Tüm bunların yoğun olarak yaşanması, dünyanın birçok ülkesinde sorun meydana getirdi. Enflasyon artmaya başladı.
Bunun Türkiye’ye de yansımaları var. Neden bu kadar çok yansıyor diye sorulabilir, bunun sebeplerinden biri enerji fiyatlarındaki artış. Diğeri ise döviz fiyatlarındaki artış.
“Aralık’ta yapılan ücret artışı tarihsel bir öneme sahiptir”
Türkiye’nin dışardan aldığı enerji maliyeti 40 milyar dolar civarındaydı, bu sene bu miktar 120 milyar dolar civarında. Biz bu olumsuzlukların topluma etkilerini azaltmak zorundayız. Biz emekçileri ve çalışanları korumak durumundayız. Bunun için biz bu alandaki reformları daha önemli görüyoruz. Aralık’ta yapılan ücret artışı tarihsel bir öneme sahiptir.
Kamu çalışanlarının emeklilikleri ek gösterge rakamlarıyla belirleniyor. Bu konuda yaklaşık 6 milyon insanı etkileyen bir düzenleme yaptık.
“Emeklilikte yaşa takılanlar konusunda…”
Emeklilikte yaşa takılanlar konusunda, 1999’da Türkiye’de ‘reform’ denilen bir uygulama yapılmış. Ve o tarihten önce işe başlayanların emeklilik için gereli olan şartları değiştirilmiş. Prim gün sayıları, prim ödemeleri ve yaş emeklilik şartlarına eklenmiş.
Bizim emeklilik sistemimizdeki denge bozulmuş. Bunu etkileyen faktörlerden biri de nüfustaki yaşlanma. Biz burada EYT’lilerin sorunun çözümüne yönelik bir çalışma içindeyiz. Tek tip bir düzenleme olacak.
Bütün çalışanların gerçek verileri elimizde. Biz bu çalışmayı aralıkta Meclis’e sunacağımızı duyurduk. Sigorta girişi yapılmamış çıraklık ve stajyerlik durumu bu kapsama dahil değil.
“Türkiye’nin enflasyon sorununu çözmesi lazım”
Türkiye’nin enflasyon sorununu çözmesi lazım. Türkiye bu sorunu büyüyerek çözecek. Bunun dışında bir çözüm küçülerek çözmek olabilir. Uluslararası kurumlar bu yaklaşımın yanlış olduğunun altını çiziyorlar.
Bu gibi ortamlarda finansal sermaye üretken sermayeden daha hızlı büyür. Bu tüm dengelerin daha fazla bozulması demektir. Bu durumda milli gelir azalır ve sosyal refaha olumsuz etki yapar.
Türkiye’nin ihracatının daha hızlı bir artması gerekiyor. Türkiye bunlarla uğraşıyor. Türkiye’de istihdamın artması gerekiyor. Türkiye yaklaşık 1 milyon istihdam üretti bu sene. Türkiye bunu büyüyerek gerçekleştirdi.
Büyümekten vazgeçersek ilk sorun işsizliğin artması olur. Tarihimizde ilk defa istihdam oranını 30 milyonun üstüne getirdik. Biz de buna bakanlık olarak destek veriyoruz.
“Üretim Sürecine Katılım projesi”
Üretim Sürecine Katılım projesi kapsamında sanayiye destek veriyoruz. Bu kapsamda ilk 3 ay ya da 6 ayda çalışan ücretlerini biz yatırıyoruz. Bunun karşılığında da sanayicilerden 1 ya da 2 yıl istihdam garantisi istiyoruz.
“ABD terör örgütlerine silah veriyor ve onları destekliyor”
Türk Devletler Topluluğu, fevkalade önemli bir teşkilat. ABD terör örgütlerine silah veriyor ve onları destekliyor. AB de Avrupa ülkeleriyle bir yapı kurmaya çalıştı başarısız oldu. Türkiye de bu tarzda bir yapı kurmaya çalışıyor.
Biz Azerbaycan ile ilişkilerimizi güçlendiriyoruz ayağa kalkıyorlar. Türkiye küresel çağda küresel bir yapı kurmaya çalışıyor. Türkiye bu cevabı akraba topluluklarla vermeye çalışıyor. Bu iş birlikleri ne kadar genişlerse Türkiye de o kadar fazla dikkat edilir bir hale gelir.”