Azerbaycan dönüşü gazetecilere açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, faiz politikası konusunda değişime gitmediğini belirterek “Bazı arkadaşlar ‘Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor’ gibi bir yanılgının içine düşmesin.” dedi.
Sandıktan galip çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC ve Azerbaycan’ı ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Azerbaycan dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gündeme ilişkin önemli mesajlar veren Erdoğan’a, faiz politikasına dair görüşü soruldu.
Faizle ilgili konuştu: Yanılgının içine düşülmesin ben burada aynıyım
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bazı arkadaşlar ‘Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor’ gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben burada aynıyım.” dedi.
‘Düşük enflasyon düşük faiz’ teorisiyle daha önce de çalıştık diyen Erdoğan, aynı düşüncede olduğunu belirterek yeniden başaracaklarını ifade etti.
“Düşük enflasyonu beraber yaptık, yine başaracağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuya ilişkin şöyle devam etti:
“Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası’yla beraber atmasını kabullendik, “hayırlı olsun” dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik. Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Biliyorsunuz Başbakanlığım döneminde biz (enflasyonu) tek haneye düşürdüğümüzde faiz 4,6’ydı, enflasyon da 6,2’ydi. O zaman yine tabii bu işleri beraber yaptık ve şimdi de Sayın Bakanımıza bunları söyledik, aynı şekilde bunu birlikte yapmalıyız. Biz o zaman “düşük faiz, düşük enflasyon” teorisiyle çalıştık. Şimdi de aynı anlayışla çalışıyorum, aynı düşüncedeyim ve bu şekilde bunu başarabiliriz diye inanıyorum.”
“Ekonomiyi bir kenera koyalım diyemezsiniz”
Sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, her dönemde olduğu gibi ekonominin güçlendirme beklentisini yine devam ettirdiğini belirterek, “Yani burada ekonomiyi bir kenara koyalım diyemezsiniz. Her ülkenin ilk işi ekonomidir. Ve burada da atılacak olan adımda, özellikle gerek Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki görevi gerek Merkez Bankası’ndaki değişiklik gerek BDDK’da attığımız adım, bütün bunlarla beraber ekonomiyle ilgisi olan Bakanlarımız yani Ticaret Bakanımızdan Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza, savunma sanayiine varıncaya kadar hepsi bu işle ilgili.” dedi.
Asgari ücret zammına değindi
Asgari ücret konusunda da değerlendirme yapan Erdoğan, “Asgari ücret noktasında da biz kesinlikle işçimizi yine enflasyona ezdirmeyeceğiz. Asgari ücrette de elimizden gelen gayreti göstereceğiz. İşçimiz bu noktada rahat olsun, huzurlu olsun. Şu anda çalışmalar yapılıyor, bir an önce de inşallah kararı vereceğiz. Memur maaşlarına ilişkin adım da zaten temmuz ayındaki görüşmelerde atılacak.” dedi.
“Finans sektöründe kaynak arayışlarını devam ettiriyoruz”
Gıda, tarım ve hayvancılığın en önemli adımlardan olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Onun üzerinden de bizi vurmaya kalkıyorlar. Biz bunlara prim vermeden altyapı ve üstyapıda bütün çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu konularla ilgili olarak bir taraftan da tabii finans sektörümüzü güçlendirmenin gayreti içerisinde olacağız. Finans sektöründe kaynak arayışlarını devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Bizim bankalar noktasında sıkıntımız yok. Bizim bankacılık sektörümüz zaten güçlüdür. Fakat bütün mesele şimdi finans yönetimini daha güçlü hale getirelim ve finans yönetimini güçlü hale getirmek suretiyle bir defa enflasyondaki düşüşü de daha aşağı indirelim…”
“Kıbrıs Türklerinin haklarını savunmak önceliğimiz olmayı sürdürecek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diğer açıklamaları şu şekilde:
“KKTC’nin Doğu Akdeniz’de bir çekim merkezi haline getirilmesi yönünde attığımız ve atacağımız adımları mütalaa ettik. Türkiye olarak, Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaatlerinin korunması, Doğu Akdeniz’de barış, güvenlik, istikrar ve refahın hakim kılınması için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken, adanın asli unsuru Kıbrıs Türklerinin haklarını savunmak önceliğimiz olmayı sürdürecektir. Bu konuda kararlılığımızı Sayın Tatar’a tekrar ifade ettim. Bundan sonraki süreçleri yine iş birliği içinde yürütmeyi kararlaştırdık.”
“Tıpkı kendi insanımız gibi Azerbaycanlı kardeşlerimiz de depremzedelerimiz için seferber oldu”
“Tıpkı kendi insanımız gibi Azerbaycanlı kardeşlerimiz de depremzedelerimiz için seferber oldu, harekete geçti. Seçim sürecinde de Azerbaycan halkının manevi desteğine bizzat şahitlik ettik. 28 Mayıs gecesi Ankara ve İstanbul nasılsa, Bakü’de de aynı coşku, aynı heyecan, aynı mutluluk vardı. Seçim zaferimize en az bizim ve milletimiz kadar, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de sevindi. Ziyaretimizle hem kendilerine manevi destek ve duaları için teşekkür ettik hem de gündemimizde bulunan konuları ayrıntılı şekilde ele aldık.”
“Yakalanan ivmeyi sürdürmek istiyoruz”
“Azerbaycan ile Stratejik İşbirliği Konseyi ve Karma Ekonomik Komisyon gibi mekanizmalarımızı işleterek ikili ilişkilerimizde yakalanan ivmeyi sürdürmek istiyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere bölgesel işbirliği ve istişare mekanizmalarımızı daha da kuvvetlendireceğiz. Türk dünyasının birliği ve dirliği için Azerbaycan ile çalışmaya devam edeceğiz. Seçimler sonrasında yaptığımız bu tarihi ziyaretin, mevcut dayanışmamızı güçlendirdiğine inanıyorum. Ziyaretlerimizin, ikili ilişkilerimizle birlikte tüm bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Şahsıma, eşime ve heyetime gösterilen samimi ev sahipliğinden dolayı Sayın Tatar ve Sayın Aliyev’e bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.”
“Tüm dünyayla şu ana kadar sürdürdüğümüz ilişkilerimizi bundan sonraki süreçte de rahat ve ilkeli şekilde yürütmeye devam edeceğiz”
“Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü idrak ettiğimiz bu yılda özellikle Doğu mu Batı mı gibi bir ayrıştırmaya gitmek, bir defa bizim ilkelerimizin arasında yer almıyor. Biz Batı’ya ne kadar yakınsak Doğu’ya da en az o kadar yakınız. Bizim derdimiz özellikle bu yüzyılda dünyadaki tüm ülkelerle aynı anlayışla bir arada olmak… Hepsiyle tüm görüşmelerimizi en ideal şekilde sürdürmenin gayreti içerisinde olacağız. Tüm dünyayla şu ana kadar sürdürdüğümüz ilişkilerimizi bundan sonraki süreçte de rahat ve ilkeli şekilde yürütmeye devam edeceğiz. Diyalog ve diplomasiyi öncelikli olarak kullanarak inisiyatif almayı, bölgemizde ve dünyada barışın ve istikrarın egemenliği için ne gerekiyorsa onu yapmayı inşallah temenni ediyoruz ve bunu yapmaya da çalışacağız. Tabii bu temelde milletimizin hakkıyla beraber tüm insanlığın hakkını, hukukunu, ortak menfaatlerini savunmak da bizim asli sorumluluğumuz olacaktır.”
“Zengezur Koridoru Ermenistan ile değil, İran’la ilgili bir sorun”
“Başbakan Paşinyan ile bu törende ancak ayaküstü bir görüşme yapabildik. Bu ayaküstü görüşmede kendisinin bu davetimize icabeti sebebiyle teşekkürlerimizi ifade ettik. Bunun yanında son olarak da Karabağ dahil Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıyabileceklerine ilişkin ifadeleri bu anlamda önemliydi. Tabii bunu tanımaları önemli bir gelişme. Ama az önce ifade ettiğiniz gibi Ermenistan’da da Paşinyan’a karşı takınılan tavır, bu da çok çok önemli. Şu ana kadar Paşinyan bu konuda geri adım atmadı. Zengezur Koridoru’na gelince; Ermenistan ile ilgili bir sorun değil. Zengezur Koridoru, İran ile ilgili bir sorun. Yani halkının kahir ekseriyeti Müslüman olan iki ülke. Burada İran’ın böyle bir tavır içerisinde olması gerek Azerbaycan’ı gerekse bizi üzüyor. Aslında onları da üzmesi lazım. Bir de burada vagon başına alınan ücretler filan da ne yazık ki çok çok yüksek. Temenni ederim ki bu sıkıntıyı da kısa zamanda aşarız. Buna olumlu yaklaşmış olsalar bugün gerek kara yolu gerek demir yoluyla burada Türkiye-Azerbaycan-İran birbiriyle bütünleşmiş olur ve belki de Pekin-Londra hattı da açılmış olur.”
Stoltenberg ile görüşme
“Kendisine söylediğimiz şey şu oldu; Eğer bizim İsveç’in beklentilerine illa cevap vermemizi bekliyorsanız, her şeyden önce İsveç bu terör örgütünün yaptıklarını bir defa yok etmesi lazım. Bunları bize Stoltenberg ifade ederken, tam o esnada maalesef yine İsveç’te teröristler caddelerde gösteri yapıyorlardı. Daha sonra bizim İbrahim Bey o görüntüleri de muhatabına gönderdi, ‘Stoltenberg ile şu anda Cumhurbaşkanı’mız görüşme yapıyor fakat teröristler yine İsveç’te gösteriler yapıyor’ dedi. Bunun neresinden tutacağız, neresinden ele alacağız ki Vilnius’ta ‘Tamam, hakikaten siz bu işi yoluna koydunuz ve bu teröristlere caddelerde gösteri yapma imkanı vermediniz. Dolayısıyla biz de iyi niyetle buna yaklaşalım’ diyelim. Şimdi biz bu tablo içerisinde bu işe olumlu yaklaşamayız. Kaldı ki bu anayasa işi değil, yasa işi de değil. Bu ne işi? Kolluk kuvvetleri ne işe yarar? Kolluk kuvvetlerinin yapması gereken iş, işte bunların önünü kesmektir. Biz Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Dereler’de bu teröristlerin inine anayasayla mı girdik, yasayla mı girdik? Yok. Zaten yasalarda da anayasalarda da kolluk kuvvetlerine verilmiş olan haklar var. Kullan bu hakları. Sen bu hakları kullanmayacaksın, bize ‘Gel İsveç’i NATO’ya al’ diyeceksin. NATO’nun terörle mücadele ayağı nerede? NATO’nun bunu bir defa halletmesi lazım. Bunu halletmedikten sonra Vilnius’ta filan biz kalkıp da el bebek gül bebek diyemeyiz. Bugün, Başdanışmanım, Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç İsveç, Finlandiya, NATO heyetiyle Daimi Ortak Mekanizmanın dördüncü toplantısını yapacak. Onlara da şimdiden bu mesajı verecek; ‘Yani Cumhurbaşkanı’mızın kanaati budur, kesinlikle Vilnius’ta çok daha farklı bir şey beklemeyin.'”
Yunanistan ile ilişkiler
“Bizim seçimden sonra Miçotakis aradı, tebrik etti. Böyle bir süreç oldu. Dolayısıyla şu anda Vilnius’ta böyle bir şey olması halinde biz görüşmekten çekinmeyiz. İki komşu ülkeyiz. Yeter ki zaman zaman ileri geri verilen mesajlar olmadıktan sonra, biz düşmanlıkları çoğaltmanın değil, azaltmanın peşindeyiz. Dolayısıyla onunla da orada bunları konuşuruz. Tabii burada bir şey var. Söyleyeceğimiz şeyler belli. Nedir o? ‘Sayın Başbakan, bu silahlanmayı bırakın artık. Yani bu silahlanmayla nereye varacaksınız? Durmadan Amerika size bol bol silah veriyor. Bedava verdiği için mi alıyorsunuz, yoksa para pul istemiyor da böyle mi alıyorsunuz?’ Herhalde bunları bir konuşuruz. Şunu da bilin ki biz düşmanlarımızı çoğaltmak için değil, azaltmak için varız. Türkiye budur, Erdoğan budur.”
“Türk Devletleri Teşkilatı’nda gelişmelerin olması bizi çok daha süratle güçlü hale getirecektir”
“Türk Cumhuriyetleri orada bir araya gelirsek bu veya buna benzer konuları görüşmek isabetli olur. Bunları ele almakta faydalar muhakkak var. Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda Türk Devletleri Teşkilatı adımını attık. Bunu bizim geliştirmemiz lazım. Bu adımı atıp oraya bir virgül koyarsak olmaz. Ne yapıp yapıp buna noktayı koymak lazım ve ondan sonra da bunu işlemek lazım. Şu an itibarıyla da Türk Devletleri Teşkilatı’nda gelişmelerin olması bizi çok daha süratle güçlü hale getirecektir. Türk Devletleri Teşkilatı’nın da bu güce ihtiyacı var.”
“Kuzey Kıbrıs’ın yanında olmadıkları gibi hemen Güney’i Avrupa Birliği’ne dahil ettiler, Kuzey Kıbrıs’ı ise dışarıda bıraktılar”
“O zaman bize söz verdiler, dediler ki ‘Referanduma gitmek suretiyle çıkacak neticede biz Avrupa Birliği olarak yanınızda olacağız.’ Ama bunlar maalesef Kuzey Kıbrıs’ın yanında olmadıkları gibi hemen Güney’i Avrupa Birliği’ne dahil ettiler, Kuzey Kıbrıs’ı ise dışarıda bıraktılar. O gün bugündür bu böyle geliyor, Avrupa Birliği dürüst değil. Biz de 50 seneyi devirdik, hala bu Avrupa Birliği aynı noktada, değişen bir şey yok. Şöyle bir masaya yatıracağız bu işleri. Bizim de bunu gözden geçirmemiz gerekir.”
Kabineyi nasıl oluşturduğunu anlattı
“Yani ben bir göreve geldim; ne yapıyorum, kadromla geliyorum, bakan arkadaşlarımı seçiyorum, inceliyorum ve bununla da kalmıyorum, farklı bazı isimler varsa bunlar üzerinde de çalışmalar yürütüyorum ve buna göre de kabinemi oluşturuyorum. Bu kabineyi oluştururken şu anda benim bütün bakan arkadaşlarım kendi bakan yardımcılarını benim önüme getirmişlerdir ve o bakan yardımcılarını ben kendilerinden aldıktan sonra ayrıca istihbaratla da onlar üzerinde bir çalışma yapmışımdır. Nasıldır, ne var ne yok filan… Ve aynı şekilde yurt içinde, yurt dışında… Eğer yurt dışındaysa orada da kimdir, nedir, nasıl birisidir bütün bunların hepsini soruşturuyoruz.”
Merkez Bankası’na Hafize Gaye Erkan’ın atanmasına da değindi
“Maalesef çok garip ataklar var. Bu ataklarda da bakıyorsunuz, aman ya Rabbi neler uyduruyorlar neler… Biz tabii artık, yani iğnenin deliğinden çok geçtik, bunları pek yutmuyoruz ama çalışıyoruz, ediyoruz. Ve bu kardeşimizin de başarılarını bizlere ilettiler, söylediler. Goldman Sachs’tan tut da oradaki bankacılık, finans sektöründeki çalışmalarına varıncaya kadar bu durumları söylediler. Ve Merkez Bankası’nda bir de bayan yöneticimiz olsun diye düşündük. Bu adımı hayırlısıyla attık. Kendisine de gerekli olan beklentilerimizi söyledik. bu adımlarla birlikte de gerek Hazine ve Maliye Bakanımız gerek Merkez Bankası Başkanımız bizi mahcup etmeyecekler ve hayırlısıyla güzel neticeleri de alacağız diye düşünüyorum.”
Anayasa değişikliği
“Arkadaşlarımıza ben görevi veririm, arkadaşlarımız grup başkanlarıyla veya başkanvekilleriyle görüşmelerini yaparlar. ‘Böyle bir anayasa değişikliği için ne dersiniz’ diye sorarlar. Eğer böyle bir anayasa değişikliğine ‘Evet’ derlerse biz de muhalefetle niçin anayasa değişikliğine gitmeyelim? Ki bunların içerisinde de en önemli maddemiz ailedir. Aile konusuna biz hassasiyetle eğiliyoruz. İki, Aile ve Gençlik Bankası çok çok önemli. Bu konuyu yine aynı şekilde kendilerine taşırız. Eğer buna olumlu yaklaşırlarsa bununla da ilgili adım atarız. Yani bunların bazıları anayasa değişikliği gerektirir, bazıları ise yasal düzenleme gerektirir. Ve şu anda anayasa değişikliği gerektiren konularda muhalefet bu işe ‘Evet’ der mi sorusunun cevabına gelince, maalesef orada çok çok iyimser değiliz.”