CHP’nin boykot çağrısı ekonomik bağımsızlığımıza ve milli birliğimize tehdittir

Aziz Dağtekin Yazdı

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yarın gerçekleştirmeyi hedeflediği boykot çağrısı, Türk milletinin birliğini tehdit eden, ekonomik istikrarı sarsmayı amaçlayan, son derece tehlikeli bir siyasi hamle olarak görüyoruz. Bu boykot çağrısı, sadece siyasi bir manipülasyon değil, aynı zamanda milli değerlere ve yerli üretime yönelik bir saldırıdır. CHP’nin bu tutumu, ülkenin ekonomisini daha da zayıflatmaya yönelik kasıtlı ve dışarıdan destek gören bir strateji olarak görülmelidir.

CHP’nin boykot çağrısı, görünüşte bir hak arama ve protesto aracı olarak sunulmuş olarak servis edilmişse de bu çağrıya derinlemesine bakıldığında, bu eylem milli birliği zedelemek ve ekonomik istikrarı sarsmak amacını taşıyan bir stratejiye dönüşmektedir. Yerli üretimi hedef alan, milli ürünleri dışlayan bir tutum, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlık mücadelesine ve milli hedeflere ters düşmektedir. “Yerli malı, yurdun malı, herkes onu kullanmalı” atasözümüzün ışığında, yerli üretim ve ekonomik bağımsızlık anlayışı, ülkedeki her birey için öncelikli olmalıdır.

CHP’nin bu eylemi, halkı ayrıştıran, kutuplaştıran bir tutum sergilemektedir. CHP, halkı kin ve nefrete sürüklemekte, kaostan beslenmeyi amaçlamakta ve dolayısıyla toplumu gererek, bölücü bir atmosfer yaratmak istemektedir. CHP’nin bu tür çağrıları, Türkiye’nin iç huzurunu bozarken, emperyalist güçlerin ve dış mihrakların işine gelmektedir. Ekonomik istikrarsızlık, dışarıdan müdahaleye zemin hazırlayacak, ülkemizin ekonomik bağımsızlığını tehdit etmektedir.

Bir ülkenin ekonomik kalkınması, yerli üretime dayalı sağlam temeller üzerine inşa edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. CHP’nin yaptığı bu korsan boykot çağrısı, yerli üretimi ve milli ekonomiyi hedef alırken, dışa bağımlılığı artırmaya yönelik bir adım atılmaktadır. Bu durum, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Eğer halk, yerli ürünleri boykot ederek dışa bağımlılığı artıran bir tutum sergilerse, bu uzun vadede ekonomik bağımsızlığımıza ciddi zararlar verecektir.

CHP’nin, milli ürünleri dışlaması ve yerli üretimi göz ardı etmesi, hükümetin ve halkın birlikte sürdürdüğü ekonomik kalkınma çabalarına karşı bir darbe niteliğindedir. Bu tutum, aynı zamanda yerli üreticileri, küçük işletmeleri ve çiftçileri zor durumda bırakacak, işsizlik oranlarını artıracaktır. Türkiye’nin kalkınması için gerekli olan bu sinerji, CHP’nin bu boykot çağrıları ile ciddi şekilde tehdit altına girmektedir.

Özgür Özel ve diğer CHP yöneticilerinin yaptığı açıklamalar, ekonomiyi zayıflatmayı amaçlayan bir dilin yansımasıdır. Eğer bu boykotlar ve ekonomik eylemler, ülkedeki ekonomik dengeleri bozmaya yönelikse, bu durumun sorumluluğu tamamen CHP’nin omuzlarına yüklenecektir. Türkiye, geçmişte ekonomik krizler yaşamış ve bu krizlerden çok büyük bedeller ödemiştir. CHP’nin, bu krizlerin tekrar yaşanmasına katkı sağlayacak eylemler içerisinde yer alması, halkın güvenini daha da zedeleyecek, toplumda büyük bir öfkeye yol açacaktır.

Ülkenin ekonomik durumu ve halkın refahı, tüm siyasi partilerin ortak sorumluluğudur. Ancak CHP, bu sorumluluğu göz ardı ederek, sadece kendi ideolojik hedeflerine hizmet etmek adına halkı yanıltmaya çalışmaktadır. Böyle bir tutum, ülkenin birlik ve beraberliğini bozar, toplumsal huzuru tehdit eder ve nihayetinde tüm vatandaşların yaşam standartlarını olumsuz etkiler.

CHP’nin aldığı yol, siyasi bölücülükten başka bir şey değildir. Toplumun farklı kesimlerini birbirine karşı kışkırtarak, kutuplaşmayı körükleyen bu strateji, ancak ülke içindeki huzuru bozan, milletin birliğini zayıflatan ve ülkenin kalkınmasını engelleyen bir yoldur. Bu yolda ilerlemek, Türkiye’nin geleceği adına tehlikeli bir adım olacaktır. Bu tür çağrılarla halkı birbirine düşürmek, siyasi istikrarsızlığı artırmak ve ekonomiyi çökertmek, CHP’nin toplumsal sorumluluğu yerine getirmekten ne kadar uzak olduğunun bir göstergesidir.

Sonuç itibariyle, Türkiye Cumhuriyeti, her türlü iç ve dış tehdite karşı birlik içinde hareket edebilmiş, büyük bir mücadeleye sahne olmuştur. Bugün, bu birliği zedeleyecek ve halkı düşmanlaştıracak her türlü tutumdan kaçınılmalıdır. CHP’nin yaptığı boykot çağrıları, halkı ve ekonomiyi bölmeye, Türk milletinin milli değerlerinden uzaklaştırmaya yönelik bir tuzaktır. Türk halkı, bu çağrılara karşı durmalı ve Türkiye’nin ekonomik bağımsızlık mücadelesine destek vermelidir.

Tüm Türk vatandaşları, “Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” anlayışı ile hareket ederek, yerli üretimi desteklemeli ve ülke ekonomisinin güçlenmesine katkıda bulunmalıdır. Bu şekilde, CHP’nin girdiği çıkmaz yola karşı güçlü bir duruş sergileyebilir ve Türkiye’nin geleceğine sahip çıkabiliriz. Bu tür ekonomik manipülasyonlar, ülkenin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturmakta ve Türkiye’nin içindeki siyasi kutuplaşmaların bir yansıması olarak, ekonomiyi hedef alan stratejiler, toplumu daha da bölecek, bir yandan emperyalist güçlerin işini kolaylaştırırken diğer yandan iç düşmanların çıkarlarını destekleyecektir. Türkiye’nin şu anki ekonomik koşullarında, bu tür söylemler sadece ekonomiyi değil, sosyal yapıyı da tahrip edebilir. Dolayısıyla, bu tür stratejilere karşı uyanık olmak, halkın birliğini ve beraberliğini koruyarak, ekonomiye zarar vermek yerine ülkenin kalkınması için ortak çözümler üretmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Son söz olarak, “Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı atasözünü bir kez daha hatırlayarak, Türk milletinin gücünü ve birliğini bozmaya çalışanlara karşı, tüm vatandaşların duyarlı ve kararlı bir tutum sergilemesi elzem olduğunu hatırlatarak, CHP’nin ve yandaşlarının girdiği yolun çıkmaz bir yol olduğunu, Cumhuriyetin kuruluş ilkesine aykırı olduğunu savunarak, girdiği yanlış yoldan vaz geçmesi çağrısı yapıyorum.

YÖNETİCİ Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

Özgür Özel, İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Batı’dan destek istedi

Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye’yi Batı medyasına …

Bir yanıt yazın