Hipnotizeci FETÖ’cü doktor için 972 yıl 9 ay hapis cezası isteniyor

Çocuk hastalara ketamin enjekte ederek aileleri tarafından cinsel istismara maruz kaldıklarına inandırdığı öne sürülen Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu hakkında soruşturma tamamlandı. 8 suçtan dava açılan Zoroğlu hakkında 972 yıl 9 ay hapis cezası istendi.
FETÖ’cü doktor Salih Zoroğlu, kendisine terapiye gelen çocuklara ilaç verip, telkinde bulunarak ailelerini cinsel istismarla suçlattığı gerekçesiyle tutuklanmıştı.

Olayın kamuoyuna yansımasından sonra Prof. Dr. Zoroğlu’nun kendilerine aynı kabusu yaşattığını söyleyen çok sayıda aile, savcılıklara başvurdu.

Gerçeğe aykırı cinsel istismar raporu hazırladığı öne sürülen ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olduğu gerekçesiyle Adli Tıp Kurumu’ndaki görevinden ihraç edilen profesör Süleyman Salih Zoroğlu hakkında iddianame hazırlandı.

151 sayfalık iddianame hazırlandı

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheliler Süleyman Salih Zoroğlu ve Ahmet Aktaş’ın tutuklu olduğu kaydedildi.

İddianamede, 4 diğer şüphelinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı aktarıldı.

Yürütülen soruşturma sonucu 20 müşteki aile ve 21 mağdur çocuğun beyanlarının alındığı da iddianamede açıklanarak 6 bölümden oluşan 151 sayfalık iddianamenin Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği kaydedildi.

Zoroğlu’nun çocuklara “Ketamin” verdiği tespit edildi

Yaşları 7 ile 18 arasında değişen 21 mağdur çocuğun ve ebeveynlerinin alınan beyanlarına, mağdur çocuklarla ilişkili seans kayıtlarına, ailelere gönderilen mesaj içeriklerine de iddianamede yer verildi.

İddianamede şüpheli Süleyman Salih Zoroğlu’nun mağdurlara teşhis koyarak seanslar sırasında Ketamin maddesi verdiği, cinsel içerikli sorular yönelttiği, bedensel ve ruhsal yönden sağlıklarının bozulmasına neden olduğu, ailenin çeşitli üyelerini istismarla suçlayarak maddi talepler içeren tehditvari girişimlerde bulunduğu, çocukları kendi tutacağı bir eve yerleştirmeye ve yurt dışına göndermeye çalıştığı yönündeki beyanlarla şikayetçi olunduğu anlatıldı.

Şüpheli Zoroğlu’nun klinik ve ev adreslerinde ele geçirilen maddeler üzerinde Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme ve analizler neticesinde Ketamin ve Ketamin bulaşıklı madde ve materyaller tespit edildiği de iddianamede açıklandı.

Bu maddeyi içeren ürünlerin psikiyatri alanında çocuklar için güvenlilik ve etkililiğinin gösterilmediği de iddianamede belirtildi. Bilirkişi Heyet Raporu’nda ise Ketamin’in çocuk ve ergenlerde ruhsal hastalıklarda kullanım ruhsatının olmadığı kaydedildi.

İddianamede şüphelinin mağdur çocuklara yönelttiği kapalı uçlu soruları, hasta mahremiyetini ihlal edici uygulamaları, ebeveynlere yönelik düşmanca ifadeleri, intihar girişimlerine ilişkin pozitif pekiştirgeçlerinin temel mesleki ve etik ilkelere aykırı olup, bu süreçteki eylemlerinin çocuğun duygusal istismarı kapsamında değerlendirilebileceği ifade edildi.

Çocukların hiçbiri cinsel istismar iddiası ile başvurmamış

Şüphelilerin savunmasına yer verilen iddianamede genel olarak inkara yönelik savunma yaptıkları, şüphelilerden Süleyman Salih Zoroğlu, Hüsna Ağca ve Zeynep Akgül’ün kısmen ikrar niteliğinde beyanda bulundukları iddianamede açıklandı.

İddianamede yapılan değerlendirmede, Çocuk ve Ergen Psikiyatri uzmanı olan Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu’nun kliniğine mağdur çocukların bizzat aileleri tarafından götürüldüğü ve tedavilerinin yapılmaya çalışıldığı aktarıldı.

Öte yandan mağdur çocukların hiçbirisinin kliniğe cinsel istismar iddiası/şüphesi/ihtimaline bağlı bir travma sebebiyle gitmediği de belirtildi. Şüpheli Süleyman Salih Zoroğlu’nun tüm vakalara, öykülerinde bir cinsel istismar olmamasına karşın hızlıca Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) / Disosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) teşhisi koyduğu da belirtildi.

Ensesti “özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını” söylemiş

Başlangıçta bizzat çocukların direnç göstererek istismara uğramadıklarını, müracaat sebeplerinin bu olmadığını doktora anlatmaya çalıştığı ancak Zoroğlu’nun ensesti “özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını” iddia ettiği iddianamede kaydedildi.

İddianamede Zoroğlu’nun çocuklara bu olayları kesinlikle yaşadıklarını ama sonradan unuttuklarını, böyle bir olay yaşanmasaydı bu hastalığın gelişemeyeceğini, çocuğun unuttuğu bu anıları yani “istismarı ortaya çıkarabilmek için” alterlerle konuşması gerektiğini, alterlerin istismarı kendisine anlatacağını söylediği de belirtildi.

Ayrıca çocuklardan seanslarda yapılan konuşmaları ailelerine anlatmamalarını, ailelerden de çocuklara soru sormamalarını isteyerek sürecin belli bir aşamaya gelinceye kadar “gizli” kalmasını sağladığı iddianamede açıklandı.

Ketamin maddesini “vitamin” olarak isimlendirmiş

Şüphelinin “vitamin” olarak isimlendirdiği Ketamin’i mağdurlara burundan fısfıs şeklinde ya da kas içi enjeksiyon yoluyla uyguladığı kaydedilen iddianamede tüm diğer şüphelilerin de klinikteki ketamin uygulamasından ve uygulamanın hukuka aykırılığından haberdar oldukları ve “hukuka aykırılık bilinci” içerisinde kasten hareket ettiklerinin belirlendiği ifade edildi.

Seanslara devam eden çocukların şifa bulmak bir yana bu maddeye bağlı disosiasyon yanında bulantı, kusma gibi sorunlar yaşadığı ayrıca daha vahimi olarak belli bir süre ve yoğunlukta kullanıldıktan sonra maddenin yarattığı uyuşturucu etkiye bağımlılık geliştirdiği hatta kliniğe terapi için değil sadece iğne olmak için gelmek gibi bir uygulamanın oluşmaya başladığı, hastaların maddenin bulunduğu şişeyi gizlice alarak kontrolsüz şekilde ketamin kullandıkları soruşturma kapsamında belirlendi.

Seans sırasında çocukların kendinden geçmiş, ağlamaklı, bitkin, kontrolsüz şekilde gülen, anlamakta ve konuşmakta zorlanan bir halde olmasına rağmen Zoroğlu’nun ısrarla soru sormayı sürdürerek terapilerini ilerde kullanacağı bir “delil” olarak kayıt altına aldığı iddianamede anlatıldı.

Şüpheli doktorun başlangıçta Ketamin kullanımını tümüyle reddettiği ancak ele geçen deliller kapsamında önce kedileri için kullandığını, sonra botoks yaptırırken kullandığını, sonra kendisi ve ailesinde depresyon sebebiyle kullandığını iddia ettiği, nihayetinde hastalarına da kullandığını ikrar ettiği iddianamede kaydedildi.

Çocuklara zehirleyici maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunmuş

Ebeveynleri tümüyle çocuklarına yabancılaştırıp düşmanlaştıran, çocukları öfke ve intikam duyguları ile dolduran şüphelinin bu süreçte velayet haklarını hiçe sayarak çocukları okuldan ya da kaldıkları yurttan aldırmaya çalıştığı, “terapi evi” ya da “tedavi evi” adı verdiği yerlerde yatılı olarak barındırdığı iddianamede kaydedildi.

Zoroğlu’nun dosya mağduru çocukların pek çoğunu okullarını bırakmaya, ailelerinden ayrılarak oluşturacağı evlerde kalmaya, pasaport çıkarıp yurt dışına gitmeye (özellikle Belçika) ikna etmeye çalıştığının tespitine de iddianamede yer verildi.

Şüphelinin bu noktada mağdurların ailelerinden şantaj yoluyla temin edeceği paraları kullanmayı planladığı, yurtdışındaki temel bağlantı noktasının da firari durumdaki FETÖ şüphelisi ablasının olduğunu ikrar ettiği iddianamede kaydedildi.

Zoroğlu’nun mağdur çocukların bir bölümüne çeşitli zehirleyici maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunulduğu, çocuğun bu maddeleri kullanması halinde otopside tespit yapılamayacağını söyleyerek suç işleme kararlılıklarını arttırmaya çalıştığı da belirlendi.

96 yıldan 972 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi

İddianamede, Süleyman Salih Zoroğlu’nun 21 kez “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama”, 21 kez “Eziyet”, 4 kez “İftira”, 2 kez “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma”, 2 kez “Şantaj”, 2 kez “Uyuşturucu Madde Kullanımını Özendirme”, 1 kez “Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme” 1 kez “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etme” suçlarından toplam 96 yıldan 972 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Öte yandan diğer 5 şüpheli hakkında da değişen oranlarda hapis cezası istendi.

Hakim karşısına çıkacak

İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle Zoroğlu, önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.

YÖNETİCİ Editör

Taraf Olmayan Habercilik Yapan Aybüke Türk Haber, dünyadaki bütün Türklerin gür sesi ve onların kulağı olacaktır. Habere Bozkurtça bakan ve değerlendiren Aybüke Türk Haber mazlumların da temsilcisi olmayı hedeflemiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

“Etki Ajanlığı” yasa teklifi revize edilmek üzere geri çekildi

Kamuoyunda ‘etki ajanlığı’ olarak adlandırılan, “Devletin Güvenliği veya Siyasal Yararları Aleyhine Suç İşleme” maddesi geri …

Bir yanıt yazın