Aziz Dağtekin Yazdı
Dünya barışını tehdit eden İngilizler ile ABD, Ortadoğu’da kan akıtmaya devam ederken, İsrail’in orantısız güç kullanmasıyla ne Gazze’ye ne de Filistin’e barışın gelmesi mümkün değil. Yaptıklarıyla dünya insanlığının gözünden küçülen Siyonistlerle Evanjelistler, “savaş gemilerimiz var, filolarımız var” laflarıyla büyüdüklerini sanmasınlar.
Allah düşmanın bile karakterlisini nasip etsin. İnsanlığın veya bireylerin düşmanın hem kahpesi hem de Siyonistlerle Evanjelistleri hiç çekilmiyor! Daha düne kadar sabun fabrikalarında soyu sabun olarak kullanılan ve soykırım mağduru edebiyatı yapan İsrail’in yaptıklarının karşısında iyi ki Hitler varmış demekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Gazze’de Hıristiyan, Müslüman çoluk-çocuk, yaşlı kadın demeden katleden aynı zamanda soykırım uygulayan İsrail’in yaptıkları yanına kar olarak kalmamalı. ABD’nin vesayet savaşçı olan İsrail’in sonu Ukrayna’ya döneceği de kaçınılmazdır.
Sözde Müslüman ve İslam dünyası Gazze’de yaşanan vahşeti tarihin katliam kulübesinde seyretmektedir. Evanjelist ABD ise piyon olarak kullandığı Netanyahu’nun arkasındayız deyip Yahudileri dünya insanlığının gözünden küçük düşürmeyi sürdürmektedir. Nitekim Doğu Avrupa ülkesi Ukrayna’da da Zelensky’i piyon olarak kullanan Evanjelist ABD, İsrail cephesinde tehlikeyi görünce Ukrayna’yı yem olarak Rusya’nın önüne atacaktır. İsrail’in doğal gazına göz diken Evanjelist ABD’nin batması çok yakındır. Evanjelist ABD’nin günahlarına ve bebeklerin, çocukların katledilmesine ortak olan AB’nin bazı ülkelerine de bu mazlumların kanı sıçrayacaktır. Avrupa Birliği’nin de kısa sürede dağılması muhakkaktır.
İsrail’e borçlu olan bazı AB ülkelerinin bu katliamlara sessiz kalması bize “İt kimin çanağını yalarsa onun borusunu öttürür. Kurt aç kalır ama asla köpekleşmez.” Sözünü hatırlatmaktadır. Kimin aklına gelirdi Yahudileri sabun fabrikalarında yakan Hitlerin torunu Almanya’nın katliamcı İsrail’in yanında yer alacağı, destek için asker göndereceği. İşte Haç ile Hilal’in meselesi olunca bunlar hemen birleşiverirler. Menfaatler çakışınca bilemezsin kimin dost kimin düşman olduğunu. Bu bilmezlikler nedeniyle bazen tuttuğun eldir seni arkandan vuran. Türk Milleti ve devleti olarak asırlardır hep dosta karşı alçak gönüllü, düşmana karşı tedbirli, halka karşı da güler yüzlü olmuşuzdur. Ülkemizin bekasını tehlikeye düşürmek için dost görünümlü sinsi düşman Evanjelist ABD’nin vatanımızı bölmek için beslemesi PKK/YPG marifetiyle adı konulmamış savaşlarla 40 yıldan beri, 40 bin vatan evladımızı şehit, 70 bin insanımızı da gazi bırakmış ekonomik baskılarla bizi baş başa bırakmıştır.
Bu PKK/YPG’li hainler yeri geldi sivil halkı siper olarak kullandılar, yeri geldi sivil kılığına girdiler ama biz hiçbir sivile zarar vermeden bu soysuzları bir bir avlamasını bildik. Ancak ABD’nin terörist olarak görmediği Hamas’ı terörist ilan eden İsrail, Gazze halkının hepsini soy kırıma tabi tutarak toplu katliamlara korkusuzca imza atmaktadır.
BM’nin, AB’nin, Rusya’nın, Çin’in hatta sözde İslam ülkelerinin bu katliamları tarihin soykırım kulübesinde seyredip cılız seslerle mırıldanıp durmaları hayra alamet değildir. İran’ın desteklediği Husiler, Hizbullahçılar, Haşdi Şabi’ler söylemden öteye bir icraat gösteremiyorlar. Bu katliamları durduracak yegane ülke Türkiye’dir. Türkiye’ye bu konuda önemli görevler düşmektedir. Savaşa girmeden oluk oluk akan mazlumların kanını durduracak Türk ortak aklını taraflara deklare etmelidir.
- Türkiye, AB ülkelerine açık açık çağrıda bulunacak ve diyecek ki soykırımcı İsrail’e karşı tepki almaz ateşkese öncü olamazsanız sınırlarımın tamamını mültecilere açıyorum.
- Türkiye, İslam dünyasına seslenip İsrail’e, ABD’ye, AB ülkelerine petrol satışını durdurmasına ve İsrail’e ekonomik ambargonun uygulanmasını sağlamaya öncülük etmeli.
- İsrail mallarının satışına ambargo ve yüksek vergi uygulayıp satışını durdurmasını, keza Türkiye, İsrail’e ait Türk ve İslam ülkelerindeki şirketlerine devlet yoluyla el konulmasını teşvik etmeli.
- En önemlisi Türkiye Karadeniz tahıl koridorunu kapattığını dünyaya ilan etmeli, Rusya ile kafa kafaya verip, AB ülkelerine verilen tarım ürünlerinin Türkiye üzerinden satışını ve sevkiyatını durdurmalıdır.
Halk arasında şu sözler yaygındır: Düşmanın derisini yumuşaklıkla yüzebilirsin” doğrudur. Sertlik gösterdin mi dostun bile sana düşman olur. Bu da doğru ama şunu unutmamalıyız!
Bu devirde bir düşmana ihtiyaç duymaya gerek yok. Bizi bu zamana kadar sırtımızdan vuran onca dostlarınız olmadı mı? ABD hep bize dost görünmedi mi? PKK/YPG’yi silahlandırıp, eğitip donatıp askerimizin, polisimizin şehit olmasına sebep olmadı mı? ABD, Irak’ta Suriye’de Afganistan’da kısacası barış ve demokrasi savıyla girdiği her yerde kan ve göz yaşı akıtmadı mı? Bütün bu gerçekler ışığında İslam Dünyası’nın halifesi olan Türkiye devlet aklı bugün ülkemize Gazze katliamı için gelen ABD’nin en önemli ismine endişelerimizi ve ABD’nin Gazze’deki soykırımına niye sessiz kaldığını net olarak deklare etmelidir. ABD’nin Yahudi kimlikli dışişleri bakanı Blinken’a Adalar denizinden, Ortadoğu ve Gazze’den kanlı elinizi çekin açıkça denilmelidir. Yoksa bu kanın ve soykırımın duracağı yok. Bu vahşet her yönüyle ortaya konulmalı ve kararlılığımız belirtilmelidir.
