Parti binasında isabet eden kurşunların, bir inşaat bekçisinin ruhsatlı silahından çıktığı öğrenildi. İnşaat bekçisi M.E., hırsızları korkutmak için havaya doğru ateş ettiğini söyledi.
İyi Parti İstanbul İl Başkanlığında korku dolu anlar yaşandı.
Merkezin camlarına, 2 mermi isabet etti.
Sabah binaya gelen görevliler kurşun izlerini fark ederek polise bilgi verildi.
Olay yerine gelen polis ekipleri konuyla ilgili geniş çaplı inceleme başlattı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü şüpheli ya da şüphelilerin tespit edilmesi için özel bir ekip kurdu.
Kurşunların binanın karşısında bulunan D100 karayolu kenarında yapımı devam eden bir inşaattan geldiğini tespit eden ekipler, çalışmalarını o bölgede yoğunlaştırdı.
İnşaatın güvenlik kameralarını inceleyen polis, silah sıkan kişinin inşaatın bekçisi M.E. olduğunu belirledi.
İfadesi ortaya çıktı
Polis tarafından evinde gözaltına alınan M.E. işlemleri için adliyeye sevk edildi.
Gündemi derinden sarsan olayı gerçekleştiren M.E.’nin ifadesi ortaya çıktı.
“Sinirlenerek karayoluna doğru ateş ettim”
Şüpheli Melikşah E. ifadesinde şantiye şefi olduğunu söyleyerek şu ifadeleri aktardı;
Şantiyedeki hususlarla ilgili 7/24 bana talimatları olur. Taşeronu olduğumuz firmanın güvenlik görevlileri vardır ancak bizim şantiye alt tarafta kaldığı için o güvenlikçiler bizim bölgeye uğramamaktadır. Bu sebeple güvenlik hususunda zafiyet doğup bununla da benim ilgilenmem gerekiyor. Olay günü D 100 Karayolu tarafında bulunan tel örgülerde farklı zamanlarda kesilmeler gördüm. Ben sürekli şantiyede durmuyordum. Geldiğimde bu tür bilgi aldım.
Beni olay günü şantiye çalışanı arayarak yine şantiyenin çevre tellerinin kesildiğini ve malzemenin tellere yakın yere atıldığını söyledi. Ben o esnada evde iftarı bekliyordum. Aldığım bilgi üzerine ruhsatlı olan silahımı da yanıma alarak tekrar şantiyeye gittim. Silahlı hırsızlarla bir münakaşa yaşayabilme endişemden dolayı yanıma aldım. Şantiyenin D 100 yolu tarafından 3 kişinin tırın ağır bir malzemesini taşımaya çalıştıklarını gördüm. Bölge karanlıktı. Daha önce çalınmaya çalışıldığını fark ettiğimiz ve sonrasında şantiyeye geri aldığımız malzemeleri çektiklerini gördüm.
Hatta bu olaya ilişkin görüntüleri şantiye şefime fotoğraflar attım. Bu şahısları gördükten sonra 3 -4 el havaya doğru ateş ettim. Ancak şahıslar sanırım kurusıkı sanarak oralı olmadılar. Yüzleri karanlıktan dolayı görünmüyordu. Üzerlerine birkaç adım daha yaklaşıp 3 -4 el havaya doğru ateş ettim. Sinirlenerek kalkıp yine D 100 Karayolu istikametindeki yöne doğru sayısını hatırlamadığım şekilde ateş ettim. Bunun üzerine şahıslar eşyaları bırakıp kaçtılar.
“Polislerin beni beklediğini biliyordum”
Bunun üzerine ben çalınmaya çalışılan malzemeleri tek başıma yukarı doğru çektim. Taşeronu olduğumuz firmanın gece güvenlikçisinin yanına giderek bizim bölgede hırsızlık olduğunu söyleyerek ‘kamera görüntüsü bulabilir miyiz?’ diye sordum. Kameraların açısının o bölgeyi görmediğini söylediler. Sonrasında şantiyeyi bir tur daha gezip oradan araçla ayrıldım. Olay gününden sonraki gün şantiyeye geldim. Öğlen saatlerinde İyi Parti’ye gelen mermilerle ilgili konuyu arkadaşım söyledi. Bende konuyu öğrenince eve geçip bulundurma ruhsatı silahımı alarak şantiyeye geri geldim. Zaten polislerin beni şantiyede beklediğini biliyordum. Döndüğümde polislere silahı teslim ettim.
“Hedefim kesinlikle parti binası değildi”
Ben attığım mermilerin İyi Parti’ye geleceğini hiç düşünmedim. Partinin bulunduğu yer ve şantiyenin bulunduğu yer arasında kot farkı var. Benim son yaptığım atışlar aslında ne hırsızlık yapan şahıslara ne de tam karşıya doğruydu, yere ateş ettim. Başka türlü bir gayem olsa ruhsatlı silahla hareket etmezdim. Hedefim kesinlikle parti binası değildi.