Osman Ünlü Hoca’nın sohbeti
Sual: Sadece maddi şeylere değer veren, maddenin, makinenin esiri olmuş kimseler, zamanla insanlık sıfatlarını kaybedebilir mi?
Cevap: Yalnız maddiyata inanan kimseler, çok kereler dertlerine çare bulamayıp, ümitsizliğe kapılmaktadırlar. Bu, onların ruhlarının boş kalmasından ileri gelmektedir. İnsanın ruhu da, bedeni gibi gıdaya muhtaçtır. Bu da, ancak iman etmekle kabildir ve Allahü teâlânın yolunu ancak din gösterir. Allahü teâlâyı inkâr edenler bile, muhakkak bir gün bu ihtiyacı duyarlar.
Ünlü Rus yazar Aleksandr Soljenitsin, Amerika’ya yerleştiği zaman, kendisinin büyük sıkıntılardan, ruhi bunalımlardan, makine olmaktan kurtulacağını zannetmişti. Bir gün, bir üniversitede Amerikan gençlerini başına toplayarak onlara;
“Ben buraya gelince, çok bahtiyar olacağımı zannetmiştim. Ne yazık ki, burada da büyük bir boşluk hissediyorum. Çünkü siz, artık maddenin esiri olmuşsunuz. Evet, burada hürriyet var, herkes istediğini yapıyor. Fakat, ancak maddeye ehemmiyet veriyor. Ruhları bomboş. Hâlbuki, insanı hakiki insan yapan, onun tekamül etmiş, gelişmiş, temizlenmiş ruhudur. Size tavsiyem şudur: Ruhunuzu geliştirmeye, güzelleştirmeye bakın! Ancak o zaman, memleketinizde bulunan ve sizi de üzen çirkinlikler yok olmaya başlar. Dine ehemmiyet, önem verin! Din, insan ruhunun gıdasıdır. Dinine bağlı insanlar, her işte sizin en büyük yardımcınız olacaktır. Çünkü, onları Allah korkusu doğru yoldan ayırmaz. Sizin en büyük zabıta kuvvetiniz bile, herkesi gece gündüz murakabe edemez, gözetleyemez. İnsanları fenalıktan, kötülükten alıkoyan polis değil, onların duyduğu Allah korkusudur” diye hitap etmiştir.
İnsan ruhunun gıdası, Allaha imandır, dindir. Ruhunu beslemeyen dinsiz insanların bir hayvandan farkları kalmaz. Bu gibi insanlarda, sevgi, acıma, şefkat, anlayış ve merhamet kalmaz. Böyle olan kimseleri, en kötü maksatlar için kullanmak, çok kolaydır.
Sual: Devamlı mekruh olan şeyleri yapmak, küçük günaha devam etmek, ısrar ve inat etmek mi olur?
Cevap: Tahrimen mekruh olan şeyi her zaman yapan kimse âdil değildir. İbni Âbidîn hazretleri, Redd-ül-muhtâr kitabında, İbni Nüceym hazretlerinden alarak buyuruyor ki:
“Tahrimen mekruh işlemek küçük günahtır. Küçük günaha devam etmek, adaleti giderir.”