Gerekçeli kararda sanığın canavarca hisle hareket etmediği, delilleri yok etmek amacıyla yakma eylemini gerçekleştirdiği vurgulandı.
Türkiye, Pınar Gültekin davasını konuşuyor…
Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i boğduktan sonra varile koyup yakan Cemal Metin Avcı’nı ‘canavarca hisle, eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme’ suçundan yargılandığı davada aldığı ‘haksız tahrik indirimi’nin gerekçeli kararı açıklandı.
Haksız tahrik indirimiyle 23 yıla düşürülen cezaya, her kesimden tepki yağdı.
Merakla beklenen mahkemenin gerekçeli kararı ise yeni bir krize neden oldu.
Cani hakkında açıklanan gerekçeli kararda, “Yakma fiili eziyet çektirmeye yönelik değil” ifadeleri kullanıldı.
“Olay medyatikleştirilmeye çalışıldı”
Bir diğer yandan mahkeme, vekillerin taleplerinin reddilme nedenini ise “Olay medyatik zemine çekmeye yönelik olduğu” gerekçesiyle açıkladı.
Mahkemenin gerekçesi
Açıklamanın geri kalanında ise şu ifadeler aktarıldı;
“Sanığın maktule yönelik yakma fiilini gerçekleştirmedeki amacının eziyet çektirmeye yönelik olmayıp maktulün cesedini yok ederek yakalanmaktan kurtulma ve suç delillerini yok etmeye yönelik olduğu gözetildiğinde mahkeme sonuç cezaya etkisi olmamakla birlikte koşulları oluşmadığından söz konusu unsurun somut olayda gerçekleşmediğini kabul etmiştir”
“Evlilik dışı ilişkisini eşine ve çevresine söyleyeceğini belirterek tehdit etti”
Bir diğer yandan kararın gerekçesinde, Pınar Gültekin’in Metin Avcı’ya şantaj yaptığı aktarıldı.
Karara göre; Maktulün sanık Cemal Metin’i aralarındaki evlilik dışı ilişkiyi eşine ve çevresine söyleyeceğinden bahisle tehdit ederek sanık Cemal Metin’den menfaat temin ettiği, maktulün söz konusu eylemlerinin öğretide ve yargısal içtihatlarda açıklama tehdidi ile menfaat temini olarak tanımlanan TCK’nın 107. maddesinde düzenlenen şantaj suçunu oluşturduğu, TCK’nın 107. maddesinde düzenlenen ve konusu suç oluşturan fiillerin ise haksız bir davranış olduğunun izahtan vareste olduğu, sanık Cemal Metin’in de maktulün söz konusu haksız fiil içeren davranışlarından duyduğu öfke ile maktule yönelik söz konusu suçu işlediği dikkate alındığında mahkememiz yargılamasına konu somut olayda TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulama şartlarının tamamının gerçekleştiğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde sabit olduğu gözetilerek mahkemece sanık hakkında verilen cezada TCK’nın 29. maddesi uyarınca indirim yapılmıştır.” gerekçesi aktarıldı.
Eziyet çektirerek öldürme unsuru yönünden yapılan değerlendirmede:”Söz konusu unsurun gerçekleştiğinin kabulü için ise maktulün hemen öldürülmesi, belirli bir süre acı çektirilerek öldürülmesinin gerektiği, maktulü öldürme olanağı bulunan failin hemen öldürmeyi gerçekleştirmemesi, ölüm sonucunu meydana getirmede zorunlu olmayan şekilde maktule eziyet etmesi gerekmektedir.Yakarak öldürme fiilleri kural olarak söz konusu bent kapsamında değerlendirilmektedir ancak fiili gerçekleştirmeye yönelik olmayıp cesedi ve delilleri yok etmeye yönelik davranışlar bu bent kapsamında değil ancak bir diğer unsurlar ile birlikte TCK’nın 62’nci maddesi kapsamında değerlendirilebilecektir.Söz konusu açıklamalar ışığında somut olay yönünden yapılan değerlendirmede,Maktul hakkında İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Üst Kurulu’nca düzenlenen 20/05/2021 günlü raporda ve sonrasında düzenlenen ek raporlarda makulün saçlı deri altı hematomunda yüzde 14,9 karbokshemoglobin tespit edildiği dikkate alındığında kişinin hayatta iken yangına maruz kaldığının kabulü gerektiği belirtilmiş ise de, söz konusu raporda ve Istanbul Adli Tıp Kurumu 1’inci Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 30/10/2020 tarihli mütalaasında da belirttiği üzere sanığın maktulün boynuna yaptığı baskının ve bu durumun maktulde mekanik asfiksiye neden olup tek başına ölüm neticesini gerçekleştirebileceğinin belirtildiği, sanık Cemal Metin ve maktulün olay günü saat 15.00 sıralarında yayla evine girdikleri ve tanığın maktule yönelik eylemi gerçekleştirdikten sonra maktulü varilin içerisinde koyup yakmaya çalıştığı ancak varilin tutuşmaması üzerine yayla evinden çıktığı ve planı doğrultusunda maktulün cep telefonunun sinyal vermesi için önce Keyif Oturağına daha sonra ise maktulün yaşadığı Akyaka Mahallesine gittiği, daha sonra yayla evine döndüğü, daha sonra üzerindeki kıyafetlerini değiştirmek ve yıkamak için kendi evine gittiği, Muslihittin Mahallesi’nde bulunan akaryakıt istasyonuna benzin almaya gittiği, dikkate alındığında sakın Cemal Metin’in maktulle birlikte yayla evine girdikten hemen sonra maktulün boğazını sıkarak maktulü öldürmeye kalktığı ve etmenini bir an önce tamamlamak istediği, eziyet çektirme kastının bulunması halinde uzun süre eylemini devam ettirmesi gerektiği, sanığın profesyonel bir sağlık personeli olmadığı da gözetildiğinde maktulün boğazını ölümü gerçekleştirecek nitelikte kırık oluşmasına neden olacak kadar sıktıktan sonra maktulün henüz ölmemiş olduğunu bilemeyebileceği, tanığın maktule yönelik yakma fiilini gerçekleştirmekteki amacının eziyet çektirmeye yönelik olmayıp, maktulü cesedini yok ederek yakalanmaktan kurtulma ve suç delillerini yok etmeye yönelik olduğu gözetildiğinde mahkeme sonuç uzaya etkisi olmamakla birlikte koşulları oluşmadığından söz konusu unsurun somut olayda gerçekleşmediğini kabul etmiştir.Burada ayrıca belirtmek gerekir ki, sanık müdafileri tarafından dosyaya sunulan Adnan Menderes Üniversitesi Adli Tıp Anabilimdalı öğretim üyelerince düzenlenen 17/06/2022 tarihli heyet raporunda kişinin hayattayken yangına maruz kalmasının sadece yüzde 14,9’luk karboksi hemoglobin değeriyle söylenmesinin mümkün olmadığı, vücut boşluğu olmayan sadece saçlı deri altı hematomlu alanda saptanmasının yeterli ve değerli olmadığı belirtilmiştir.”